Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Deyim ise; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarıdır.
Kimsenin ahı kimsede kalmaz
* Güçlü bir kimsenin dine, yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıyım, acımasızlık, haksızlık ve cefa asla karşılıksız kalmaz. Zalimler, er veya geç zulme uğrayanların âhını, bedduasını alırlar ve perişan olurlar.
* Zulme uğrayan kişi ile Allah arasındaki perde kalkar. Allah, zulme uğrayan kulunun inancına bakmaksızın onun yakarışına karşılık verir ve kulunun öcünü mutlaka alır. Bundan dolayı zulüm görenin ahı, zulüm edene hayretmez.
* Kötülük yapan yaptığı kötülüğün karşılığını bulur. Toplum içinde fertlerin huzur içinde yaşamaları, birbirlerine karşı saygılı olmalarıyla sağlanır. Kimse kimsenin hakkını çiğnemezse, kişiler arasında birliğin beraberliğin olmaması için bir neden kalmaz. Ancak kimi insanların yapısında hep kötülük etmek yatar. Başkalarının hakkını çiğner, onlara insanlık dışı hareketlerde bulunur. Öyle kişilerin yaptığı kötülük, bazen doğrudan, bazen de dolaylı olarak onlara döner. Çünkü kötülere karşı bütün toplum birlikte hareket edip, yapılan kötülüğün cezasını kötülük edene çektirir. Zaten böyle olmasaydı, kişiler yaşama bağlanamaz, mutsuzluk içinde acı çekerek yaşarlardı.