Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Deyim ise; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarıdır.
Hekimden sorma çekenden sor
* Bir hastanın ne çektiğini, hekim değil hasta bilir. Çünkü ateş düştüğü yeri yakar. Bunun gibi bir derde düşenin, bir felâkete uğrayanın, sıkıntılar içinde kıvrananın çektiği çileyi, ancak kendisi bilir, çare sunan, çözüm yolu gösterenler değil.
* Bir işi bizzat yapan kimse, onun sadece ilmini bilenden öndedir. Çünkü ilmini bilen, işin teorisi aşamasından henüz pratiğe geçmemiştir. Bundan dolayı hastanın ne çektiğini doktor tam olarak bilemez, fakat hasta bilir. / Bir sıkıntının acısını, çare gösteren kimse değil, onu çeken bilir.
* Çekilen sıkıntının acısını, daha önce aynısını çeken daha iyi bilir. Kişinin beklemediği bir anda karşılaştığı acı bir durumdan çektiği sıkıntıya herkes bir çare önerir. Ancak önerilen çarelerin pek çoğu kişiyi teselli etmekten öteye gidemez. Hiçbiri aynı sıkıntıyı çekmediği için acının büyüklüğünü bilemezler. Bizim içinde bulunduğumuz durumu, çektiğimiz acıyı, sıkıntıyı ve gerçek çaresini ancak daha önce aynı sıkıntıyı çeken bilebilir, ancak o bizi anlayabilir. Bu nedenle, böyle bir durumla karşılaştığımız zaman bir an önce sıkıntımızdan kurtulmak için zaman kaybetmeden, öylelerinin yanına gitmeli, gerçek çözümü, çareyi onlardan öğrenmeliyiz.