Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Deyim ise; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarıdır.
Büyük balık, küçük balığı yutar
* Güçlü olan kendinden güçsüzü ya ezer, ya yok eder, ya da kendisine bağlı kılar. Bu durum insan için olduğu kadar, ticarî işletmeler ve devletler arasında da çoklukla söz konusudur. Kişiye düşen, yok olmamak için var gücüyle mücadele etmektir.
* Güçlüler, gücü yetmeyenleri her zaman ezerler. Canlılar yaşama savaşı verirken, her yolu denerler. Gerek duyduklarında kimileri yavrularını yer, kimileri en yakınlarının bile yaşamına son verir. Özellikle hayvanlar arasında geçerli sayılan bu kural bazı yönleriyle insanlar arasında da geçerli olmuştur. Gerek devletler arasında, gerekse kişiler arasında uygulandığını görmekteyiz. Ancak geçmişte silah güçlülüğü egemenken zamanımızda bu güçlülük oldukça değişmiş, yerini bilgi ve ekonomik üstünlüğe bırakmıştır. Bu kuralı doğıu görmemekle birlikte, bazı durumlarda hâlâ geçerli olduğunu bilip ona göre davranmakta yarar var.
* Sevginin, hoşgörünün ve diğer güzel hasletlerin – maalesef – egemen olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. İnsanoğlu, bunca deneyimine rağmen gücün belirleyici özelliğini ve onun çalıştırdığı çarkın dişlerini kıramamıştır. Biz istemesekte, hoşuma gitmesede bu dünyada güçlüler, güçsüzleri ezer, ortadan kaldırır; yada kendilerine bağlarlar.