Allah rasulü (as) Kureyşliler arasında ve Mekke’de herkes tarafından doğruluğu ile tanınan, güvenilirliğiyle bilinen ve saygı gösterilen bir şahsiyyetti.
Otuz beş yaşında iken, Mekkeliler Kâ’beye esâslı bir tamirat yapmıştı. Sıra Hacerul-esved’i yerine yerleştirmeye gelince, bu kutsal görevin kimler tarafından yerine getirilebileceği ile ilgili olarak derin bir fikir ayrılığına düştüler.
Neredeyse kabileler kendi aralarında kötü kavgalara girecek duruma gelmiş iken, aralarından biri çıkıp şu teklifte bulundu;
– “Ey Kureyşliler birazdan beytullaha gelecek olan ilk kişiyi aramızda hakem kabûl edelim ve bu husûsla ilgili onun vereceği ve önereceği karara hep birlikte saygı gösterelim!“
Bu kişinin önerisi herkes tarafından kabûl edilince, oturup Kâ’be’ye gelecek olan ilk kişiyi beklemeye koyuldular.
Kâ’be’ye ilk gelen, Muhammed-ul emîn oldu. Bunu gören Kureyşliler çok sevindi ve hep bir ağızdan;
– “Muhammed-ul emin geldi!“ diye bağnşmaya ve sevinmeye başladılar.
Allah rasûlü de (as) bu kutsal göreve sevinmişti. Mübârek elbisesini yere serip Hacerul-esvedi içine koydu. Sonra da, her kabilenin kendi içinden seçtiği bir büyüğüne de, bu elbisenin bir tarafından tutup kaldırmasını söyledi.
Allah rasûlü (as) konacağı yerin hîzâsına kaldırılan Hacerul-esvedi alıp mekânına yerleştirdi ve böylece olası bir fitnenin ÖnÜne geçti.