Şamar oğlanına dönmek
* Hiçbir suçu olmadığı hâlde, yerli yersiz suçlanmak, azarlanmak.
* Herkesin hıncını aldığı, dövdüğü, çattığı, söylendiği kimse.
Örnek: Yeter artık, şamar oğlanı olmaktan kurtar kendini!
Şamar oğlanı, monarşilerde şehzadelerin yerine dayak atılan erkek çocuğu. Hem Doğu hem de Batı monarşilerinde görülen bir uygulamadır. Şehzadeye yakın yaşta ve genellikle düşük sosyal sınıflardan gelen bir erkek çocuğu, onun hataları nedeniyle dövülür; bunu gören şehzadenin aynı hataları tekrar etmeyeceği umulurdu.
Şamar oğlanları bazen, hizmet ettikleri şehzadeler ile kalıcı dostluklar kurarlardı. Örneğin İngiltere kralı I. Charles (1600-1649) kendi şamar oğlanını hayat boyu yakınında bulundurmuş, 1643’te Dysart bölgesinin Earl’ü olarak atamıştır.
Şamar oğlanı’nın hikayesi
16. ve 17. yüzyıllarda feodal düzenin hakimiyeti sonucu, üst sınıf ve alt tabaka arasındaki uçurum iyice açılmıştı. Öyle ki soylu kesim, kendisini halktan çok üstün görüyor ve onlarla herhangi bir yakın temas kurmaktan kaçınıyordu.
Dolayısıyla saray mensubu ve asilzade çocuklarının halkın arasına karışıp, onlarla aynı dersliklerde eğitim almaları düşünülemezdi.
Doğal olarak en iyi hoca ve alimler, saray, şato ve konaklara bu çocukların ayağına getiriliyordu.
Ancak o dönem eğitim sırasında dayak ve cezalandırma çok yaygındı ve tabi ki bu yöntemin soylu çocuklar üzerinde kullanılması mümkün değildi.
İşte buna çözüm olarak alt tabakadan olan bir çocuk, ders sırasında bu dayağı yemek için hazır bulunuyordu. Asilzade çocuğunun işlediği her hatada şamar ve sopayı bu çocuk yiyordu.
Diğer bir ayrıntı da, derse katılan bu halk çocuğunun birşeyler öğrenmemesi için sağır kimseler arasından seçilmesi ya da bilhassa bu iş için sağır edilmesiydi.
DEYİM NEDİR?
Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı ya da söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir. İki veya daha çok sözcükten kurulu bir çeşit dil ifadesi olan deyimler, duygu ve düşünceleri dikkati çekecek biçimde anlatan ad, önad, belirteç, yalın ve birleşik eylem görünüşlü dilsel yapılardır. Ya tam bir tümcedirler ya da bir söz öbeğidirler.
Diğer bir deyişle Deyim; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarına “deyim” denir.